“İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde;saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur.”
1. GİRİŞ
Bu yazı dizisinin ilkinde “kaynakların verimli kullanılması" ilkesi kamu alımlarında ihtiyacın belirlenmesine bakan yönüyle incelenmişti. Şüphesiz ihtiyacın varlığının tespiti ve kapsamının belirlenmesi kaynakların verimli kullanılması adına çok önemlidir. Ancak ihale sürecine bir bütün olarak bakacak olursak kaynakların verimli kullanılması ilkesinin sadece ihtiyacın belirlenmesine ilişkin hususlara indirgenemeyeceği açıktır. Bu yazıda, kısmen ihalenin doğru tasarlanması ve özellikle bazı alım yöntemlerinde ihalenin verilmesine ilişkin hususlar yönünden ele alınmaya çalışılacaktır.
İdareler ihtiyaçların temini için ihale yaptıklarında, bu ihalelere gelecek teklif tutarlarını önceden bilemezler. Ancak isteklilerin teklif edebilecekleri tutarları, ya da işin ihale edilebilmesi mümkün yaklaşık fiyatı önceden öngörebilmek, kaynakların verimli kullanılmasın hizmet edebilecektir.
2. İHALENİN VERİLMESİNDE KAYNAKLARIN VERİMLİ KULLANILMASI
İhale sürecinin hemen her aşamasında, hatta sözleşme yönetimi sürecinde kaynakların israf edilmemesi ve verimli kullanılmasından söz edilebilir. Bu yazının kapsamı ise sadece ihalenin verilmesinde dikkat edilecek bir kaç husus ile sınırlı tutulmuştur. İlk olarak bir tespit ile başlamak gerekirse, her ne kadar en ucuz olan almak, en ekonomik olanı almak anlamına gelmese ve mevzuatımız fiyat dışı unsurlar ile ihale tasarımına müsaade etse de, uygulamada idareler genellikle en düşük fiyat esasına göre alım yapma eğilimindedir.
Ancak gerek denetim elemanlarının yaşam boyu maliyet hesabı tarzı yerine salt "dört işlem" hesabı tarzı yaklaşımları sonucunda idare görevlilerinin fiyat dışı unsurların kullanılmasından çekinmesi, gerek yüklenicilerin aynı kalitedeki işleri, farklı fiyatlar ile yaptığı yönündeki genel kanı, gerekse diğer bazı nedenlerle, uygulamacıların kaynakların verimli kullanılması ilkesinden en temel haliyle çıkardıkları anlam, ihale konusu işin en düşük fiyatı teklif edene verilmesi/ihale edilmesidir. Bir diğer deyişle idare görevlileri, bir şeyin satın alınmasında daha fazla ücret ödediklerinde daha iyi kalitenin varlığına güven duymadıkları için, biraz da demode denetim sistemleri nedeniyle gün sonunda sorumluluktan kurtulmak için en ucuz olanı satın almak eğilimindedir.
Hatta bazı idare görevlilerinin zihninde hesaplanan yaklaşık maliyet dışında bir de “umulan en düşük fiyat” vardır. Yaklaşık maliyetin altında olan ve idarenin işin ihale edilmesini umduğu bu fiyat veya ona yakın teklif gelmezse idare görevlileri ihaleyi vermekte isteksiz davranabilir, yeni bir ihale yapmak yolunu deneyebilirler. Müzakere yöntemlerinin kullanıldığı usullerde ya da elektronik eksiltmede de son fiyatın umulan fiyata inmesini arzu ederler.
Öte yandan, özellikle yapım işi ihalelerinde bazı kalemlere ilişkin teklif edilen birim fiyatları, fiyat dışı unsur olarak belirleyen idareler de vardır. Bunların, birinci amacı iş planı başlangıcında yapılacak işlere yüksek teklif, sonrasındaki işlere düşük teklif vererek ihaleyi kazanmaya çalışan ve işi yarıda bırakıp akamete uğratan, kesin teminatı gelir kaydedilmesine rağmen yine de yarım kalan işten kar elde eden yüklenicilerin önüne geçmek, bir diğer amacı ise, ihale konusu işi çok düşük fiyatlara yaptırmak değil, kaliteli, dengeli ve verimli bir şekilde yaptırmak olabilir.
Bilindiği üzere, temel ihale usulleri ile yapılan alımlarında, salt personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımları gibi ücreti net olarak herkesçe bilinen alımlar dışında, ihaleye gelecek teklifleri önceden bilmek mümkün değildir. Bazı alımlarda ise yerli istekli ya da yerli malı lehine fiyat avantajı uygulanması suretiyle ihalenin en düşük fiyat teklifi verene ihale edilememe durumu ortaya çıkmaktadır.
Yerli istekli ya da yerli malı lehine fiyat avantajı uygulanmasının mevzuat gereği zorunlu olduğu ihaleleri dışarıda bırakacak olursak, ihale en başından itibaren yüklenicinin makul bir karla işi yapmasını sağlayacak şekilde tasarlanmalıdır.
Bu tasarımda öncelikle ihalede rekabetin sağlanması gereklidir. Rekabetin sağlanması için yeterli sayıda isteklinin katılacağı şekilde ihale tasarımı yapılmalıdır. Rekabetin sağlandığı ihalelerde teklif fiyatların birbiri ile yarışması gerçekleşecek ve işin makul kar ile ihale edilebilmesine imkân sağlanacaktır. “Makul kar” ifadesinden kastedilen anlam ne yüksek ne de düşük kârdır.
Gereğinden fazla kâr yükleniciyi kamu aleyhine zenginleştirir, kamu kaynakların israfı anlamına gelir. Az kar ya da zarar yükleniciyi öldürür uzun vadede aktörleri piyasadan sileceği için rekabeti azaltır, kamu hizmetlerinin düşük kalitede sunulması sonucunu doğurur. Elde etmeyi umduklarından daha az kar ile ihale alan yükleniciler ihalelere girmekte isteksiz davranırlar. Bu durumda makul kâr ideal olanıdır. Ekonominin genel gidişatını da göz önüne almak suretiyle, kamu kaynaklarının israf edilmeden verimli kullanılmasına ve piyasanın işleyişine katkı sunacak şekilde ihale tasarımı yapmak zor ama ideal olanıdır.
Burada akla gelebilecek ilk soru makul karın ne kadar olduğudur. İdareler yüklenicinin maliyetini bilmediğine ve bilemeyeceğine göre karının ne kadar olduğunu da tam olarak bilemezler. Ancak benzer alımlardan ve piyasa fiyatları ve araştırmalar sonucu elde edilebilecek diğer verilerden çıkarımlar yapılabilir.
3. SONUÇ
İlk yazıda anlatılmaya çalışıldığı üzere, ihtiyacın belirlenmesi son derece detaylı ve gayretli bir çalışmayı gerektirdiği gibi, kaynakların verimli kullanılması adına, işin ihale edileceği yükleniciye fahiş kar ile ödeme yapmamak, aynı zamanda yükleniciyi düşük karlarla çalışmaya ya da zarar etmeye zorlamamak için, henüz ihale süreci başlamadan ihale tasarımını detaylı çalışmalara dayanarak doğru bir şekilde yapmak da çok önemlidir. Şüphesiz profesyonel bir yetkinlik çerçevesinde tüm faktörleri hesaba katarak detaylı bir çalışmanın sonucunda yapılacak bu tarz bir ihale tasarımı yoğun emek ve çalışmayı gerektirdiği için derin bir saygıyı haketmektedir.
Comments